Güney Afrika’nın “soykırım” suçlamasıyla Uluslarası Adalet Divanı’na (UAD) açtığı davada cuma günü ara karar çıktı. Ara kararda İsrail’in Gazze’deki soykırım eylemlerini engellemek için tüm önlemleri almasının zorunlu olduğuna hükmedildi. UAD’ın İsrail hakkındaki ihtiyati tedbir kararı Türkiye’de olumlu karşılık buldu. Duruşmaları Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı İstanbul Milletvekili Dr. İsmail Emrah Karayel ve Anayasa Komisyonu Üyesi Denizli Milletvekili Cahit Özkan’dan oluşan TBMM heyetiyle takip eden TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, “Bu karar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu başta olmak üzere mevcut mezalimde sorumluluğu olan İsrailli her yetkilinin uluslararası hukuk önünde hesap vermekten kaçamayacağı anlamını taşımaktadır. Uluslararası Adalet Divanı bu kararıyla İsrail’in hukukun üzerinde veya adaletin ulaşamayacağı bir noktada olmadığını ilan etmiştir. Bu karar, İsrail’in Filistin’deki onlarca yıllık işgalini, yerinden etme, zulüm ve apartheid politikalarını gözler önüne sermiştir. Divan’ın, İsrail’in katliamlarını soykırım çerçevesinde ele alması itibarıyla bu karar tarihi niteliktedir” dedi.
İstanbul 2 No’lu Baro bünyesindeki 3 bin 500 avukat Lahey’de UCM’ye başvuruda bulunmuştu. İstanbul 2 No’lu Barosu Başkanı Yasin Şamlı, vicdanın sesinin UAD’de yankılandığını dile getirdi. Şamlı, “Divan, taleplerden birisi olan ‘ateşkesle saldırıların derhal durdurulması’ kararı verse çok daha iyi, hukuka daha uygun bir karar olurdu. Ancak verdiği karar da bu sonucu doğuracak niteliktedir” diye konuştu. BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 2. maddesindeki soykırım suçunu oluşturan eylemlere de değinen Şamlı, bu maddenin “a” bendinde, uluslararası hukuka göre korunan tek kişinin, gruba mensup olduğu gerekçesiyle öldürülmesinin dahi soykırım suçunu oluşturduğunu, İsrail’in binlerce kadın ve çocuğu Gazzeli olduğu için bombalarla katlettiğini vurguladı. UAD’nin bu kararla kendi meşruiyetini de kurtardığını dile getiren Şamlı, “Çünkü insanların artık uluslararası kurumlara güveni ciddi anlamda sarsılmıştı. Bu bakımdan İslam ve Türk dünyasında Uluslararası Ceza Mahkemesi mutlaka kurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Lahey’e giden başvuru heyetinde yer alan Av. Selçuk Kar da kararı Yeni Şafak’a değerlendirdi. İsrail’in artık soykırım suçundan yargılanabileceğini belirten Kar, “Bu karar aslında bir devletin soykırımdan dolayı mahkum olabileceğinin artık uzak bir ihtimal olamadığını gösterdi. Bununla ilgili bütün karar vericiler ve uygulayıcıların ceza alacağını düşünüyorum” dedi. İsrail’in saldırılara devam etmesini de değerlendiren Av. Kar şunları kaydetti: “Hukuka bağlı olmayan bir terör devletinden de başka bir şey beklenmez. Geri adım atacağını beklemek, safiyane bir tavır olur. En önemli soru, İsrail’in bu tavrı neticesinde diğer devletler ne yapacak? İsrail bu hayasız saldırıları devam ettirirken, bir de ortada hukukça verilmiş bir karar varken, bu karar nasıl uygulanacak? Bunun cevabını vermeleri lazım. Eğer bu kararı BM uygulatamıyorsa, BM’nin artık tabelasını kaldırması, ‘Ben bu soykırıma engel olamıyorum’ deyip kendini lağvetmesi gerek. Bu karar BM’nin varlık muhasebesi yapacağı bir karardır.”
Gazze’deki insanlık dışı saldırılarla ilgili Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail hakkında alınan ihtiyati tedbir kararı Türkiye’de olumlu karşılandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail aleyhine açılan “soykırım” davasında verdiği ihtiyati tedbir kararına ilişkin paylaşımda bulundu. Erdoğan, mesajında “Uluslararası Adalet Divanı’nda Gazze’deki soykırımı önlemek için alınan ihtiyati tedbir kararını, barış yolunda bir umut ışığı olarak görüyorum. Kararın kadın, çocuk, yaşlı demeden Filistinli masumları acımasızca öldüren İsrail’in saldırılarını bir an önce durdurmasına vesile olmasını yürekten diliyorum. Bu anlamlı gelişme hepimize gösteriyor ki; dünyanın gözü önünde işlenen savaş suçlarının cezasız kalmaması adına hep birlikte mücadele etmekten asla vazgeçmemeliyiz” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Bu kararla, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımdan dolayı yargılanacağı kesinleşti. İnsanlık vicdanında çoktan hüküm giymiş olanlar yaptıkları zulmün hesabını uluslararası mahkemelerde de verecekler inşallah.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Bu dava, Batılı hükümetleri İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği suçlara karşı uyandırma potansiyelini taşıyor. İsrail artık uluslararası hukuk ve normlardan muaf tutulmamalıdır.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: Bir an önce Terörist İsrail’in Filistin ve Gazze’de yaptığı soykırım sona erdirilmelidir. Siyonist İsrail devleti ve bu soykırımda dahli olan, başta katil Netanyahu olmak üzere tüm yöneticileri, katlettikleri çoğu çocuk ve kadın binlerce masum sivilin ve uyguladıkları soykırımın hesabını yargı önünde vermelidir.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: 21’inci yüzyılın dünyasında; kadın, çocuk, yaşlı fark etmeksizin Filistin’de yaşanan zulüm ve katıksız barbarlık artık daha fazla cezasız kalamaz. Ancak katil Netanyahu için tedbir yetmez! Bir an önce somut adım atılmalıdır! O kirli elini Filistin’den çekmesi de yetmez! Soykırım suçlusu olarak tüm dünyadan izole edilmelidir!
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: Şimdi yapılması gereken, başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm devletlerin bu kararı bir yaptırım gücüne dönüştürmek ve siyonizmi yargılamak için mücadele etmektir. Vicdanı olan herkesi bu insanlık davasına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Zulmün, vahşetin, hunharlığın surlarında bir gedik açılmıştır. İnanıyoruz ki verilecek bu mücadeleyle surlar yıkılacak ve bu vahşet durdurulacaktır.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: Gazze’de soykırım gerçekleştiren İsrail’i sanık sandalyesine oturtan Güney Afrika’ya teşekkür eder, her şartta Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha vurgularım.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: İsrail artık bir ‘soykırım şüphelisi’ haline geldi. Mandela’nın mirasını yaşatan Güney Afrikalı hukukçuları tebrik ederim.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) görev yapmış Müslüman ülkelerden ilk avukat Hassan Aslam Shad, UAD’nin İsrail’e yönelik ihtiyati tedbir kararları hakkında değerlendirmede bulundu. Bu kararın İsrail’in hepsi olmasa da bazı soykırım eylemlerinden sorumlu tutulmasına yönelik ilk adım olduğunu vurgulayan Shad, şunları kaydetti: “Ülkeler, savaş suçlarından, insanlığa karşı suçlardan ve soykırımdan sorumlu kişileri, kendi iç hukuklarında yargılamak için gerekli adımları atmak zorunda. Çok yakın bir gelecekte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya veya İsrail ordusu komutanlarına ve askeri kampanyaya katılan kişilere karşı tutuklama emirlerinin çıkarıldığı haberlerini görmemiz gerçekten mümkün. Bunun bir kez gerçekleştiği gün, İsrail’in Gazze’deki eylemlerinden pişmanlık duyacağı gün olacak.”
Batı Şeria’daki Filistin Ulusal Yönetimindeki iktidar partisi El Fetih hareketi, UAD’nin İsrail kararı hakkında Yeni Şafak’a açıklamalarda bulundu. El Fetih Hareketi Sözcüsü Abdulfettah Dolah, olumlu değerlendirdikleri bu kararın, İsrail’in artık hukuktan üstün olmadığını görmesini sağladığını vurguladı.
Dolah, “Bu dava, işgalci devletin hesap vermeden uluslararası hukuku ihlal etmesine 76 yıldır sessiz kalan uluslararası sistemin rolünü de düzeltti” dedi. Filistin Yönetimi söz konusu kararla uluslararası toplumdan İsrail saldırılarını durdurması ve Gazze Şeridi’ndeki sivilleri kurtaracak yardımların ulaştırılması için yeni adımlar bekliyor.
Kudüs’te yaşayan Filistinli aktivist Musa Hicazi, UAD’nin kararını değerlendirdi. Bu kararla İsrail’in ilk defa suçlu koltuğuna oturduğuna dikkat çeken Hicazi, “Önceden dünyadaki siyonistlerden dolayı bunu kimse yapmazdı. İsrail’in yaptığı işleri hiç kimse kınamazdı. Bugün ise ilk defa İsrail’i biraz da olsa zor duruma soktular” dedi. İsrail’in yerinde Müslüman bir ülke olsa işlerin çok farklı işleyeceğini belirten Hicazi şöyle konuştu: “İsrail’in yerinde bir Müslüman ülke olsa o ülkeye neler yaparlardı? İsrail’in yerinde Türkiye olsa, çok önceden bu mahkeme kurulur, Türkiye’ye karşı kararlar alınır, ambargolar uygulanır, BM’de kararlar alınırdı.”
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Gazze kararını görüşmek üzere Çarşamba günü toplanacak. Saat 16.00’da yapılması planlanan toplantı, Cezayir’in talebi üzerine gerçekleşecek. Cezayir Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un, UAD’nin yayınladığı karara destek vermek amacıyla bir oturum düzenlenmesi talebinde bulunduğunu aktardı. Cezayir, geçtiğimiz Haziran ayında 2024-2025 dönemi için Güvenlik Konseyi’ne daimi olmayan üyelik elde etmişti.
UAD’nin İsrail aleyhine açılan soykırım davasındaki kararı birçok ülkede yankı bulurken, İsrail’e alınan ihtiyati tedbir kararlarına uyma çağrısı yapıldı. Almanya ve Hollanda, UAD’nin İsrail ile ilgili kararının uluslararası hukuk kapsamında bağlayıcı olduğunu ve İsrail’in de bunlara uymak zorunda olduğunu belirtti. Kararı insani bir zafer olarak niteleyen Katar, İsrail’den soykırım sözleşmesi kapsamındaki eylemlerini durdurmasını istedi. İran, İsrailli yetkililerin yargılanması çağrısında bulundu. Kararı farklı yorumlayan ABD ise İsrail’in kendini koruma hakkını desteklediğini ve soykırımla ilgili iddiaların asılsız olduğuna inanmaya devam ettiğini açıkladı.
Uganda, UAD’de İsrail aleyhine alınan tedbir kararlarının hepsine karşı oy kullanan Ugandalı yargıç Julia Sebutinde’nin kendi duruşlarını temsil etmediğini duyurdu. Uganda’nın BM Daimi Temsilcisi Adonia Ayebare, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Yargıç Sebutinde’nin UAD’de verdiği karar, Uganda hükümetinin Filistin’deki duruma ilişkin tutumunu temsil etmemekle birlikte, Uganda’nın Filistin halkının içinde bulunduğu acı durumun son bulması için verdiği destek, BM’de kullandığı oylarla ortaya konmuştur” ifadelerini kullandı.
Türkiye, Adalet Divanı’na sivil inisiyaf olarak İstanbul 2 No’lu Baro bünyesinde 3 bin 500 avukat ve baroya bağlı olmayan hukukçularla 4 klasör delil sundu. Adalet Divanı başkan yardımcısı delilleri inceledi. Delillerin titizlikle hazırlanmış olduğunu ve bu zamana kadar böyle titiz hazırlanan başka bir dilekçe görmediğini ifade etti. Güney Afrika’nın dilekçesiyle Türkiye’ninki birleştirilecek.