T24 Dış Haberler
Avrupa Birliği Adalet ve İçişleri Konseyi, 8-9 Haziran tarihlerinde Luxemburg’da iltica ve göç, Schengen bölgesi, iç güvenlik gibi konuların yanı sıra medya özgürlüğü ve kadına yönelik şiddet gibi meselelerini ele almak için toplandı.
Avrupa Birliği’nin 27 üye ülkesinin İçişleri Bakanları mülteci ve göçmenlerin bakım sorumluluğunun nasıl paylaşılacağı konusunda bir türlü varılamayan anlaşmayı sağlamaya çalışacaklar.
İki gün boyunca bahsi geçen konuların konuşulacağı ve çözüm arayışlarının tartışılacağı zirvede, her gün bir açık oturumu takiben basın açıklaması yapılacağı Avrupa Konseyi internet adresinden duyuruldu.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser görüşmelere geldiğinde “Çok uzun süredir birçok görüşme yaptık. Bir anlaşmaya varmamız önemli. Göç konusunun ancak tüm AB olarak birlikte üstesinden gelebiliriz.” ifadelerini kullandı.
“Daha fazla göçmen kabul etmediğimiz takdirde bunun bedelini ağır ödeyeceğimizi anlatmamızın bir yolu yok.”
Polonya, AB’nin göç ve iltica yasalarında radikal değişiklikler yapılmasını amaçlayan görüşmelere, önerilerin bir milyondan fazla insanın Birliğe akın ettiği “2015 yılına geri dönüş anlamı taşır” iddiasıyla girdi.
Polonya İçişleri Bakan Yardımcısı Bartosz Grodecki, Lüksemburg’da düzenlenen İçişleri Bakanları Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada Varşova’nın insanları kabul etmediği için önerilen “para cezalarını” ödemeyi reddedeceğini açıkladı.
Grodecki, “Siyasi ve pragmatik olarak bu mekanizma bizim için kabul edilemez” dedi.
Masadaki tartışmalı öneriler arasında, bir üye devletin ağırlayamayacağını söylediği her bir kişi için 22,000 Euro ücret alınması da dahil olmak üzere, sınır ülkelerinin hissettiği baskıyı hafifletecek önlemler yer alıyor.
Polonya, halihazırda Almanya’dan sonra Avrupa’daki en büyük ikinci sayı olan yaklaşık 1 milyon Ukraynalı mülteciye ev sahipliği yaptığını ve daha fazla siyasi manevra alanı olmadığını savundu.
Grodecki, “İnsanlara daha fazla göçmen kabul etmediğimiz takdirde bunun bedelini ağır ödeyeceğimizi anlatmamızın bir yolu yok” dedi.
“Bakanlar ancak ülkelerini ikna ederse sonuca varılabilir”
Diplomatlar Perşembe günü bir anlaşmaya varılması olasılığının yüzde 50’den fazla olmadığını söylerken İngiliz Guardian gazetesine konuşan üst düzey bir kaynak, dört yıldır devam eden görüşmelerin ancak bakanların değişiklik için ülkelerini ikna edebilmeleriyle sona erebileceğini söyledi.
Macaristan İçişleri Bakan Yardımcısı Bence Rétvári de önerileri eleştirerek AB’nin göç işleme kapasitesinin üçte birinin, bir sınır ülkesi olmamasına rağmen ülkesinde toplanacağını iddia etti.
Birliğe giren kişilerin zorunlu olarak yeniden dağıtımının suç çetelerine faaliyetlerini sürdürmeleri için “daimi bir davetiye” anlamına geleceğini söyledi.
Zirvenin karşı karşıya olduğu zorlukların bir işaret olarak İtalya, zirve öncesinde bir anlaşmaya varmaya çalışan Almanya ve Fransa’nın da aralarında bulunduğu yedi ülkeden oluşan çekirdek grubun bir parçası olmasına rağmen, önerilerde önemli değişiklikler yapılmasını talep etti.
Üye devletlere İtalya’daki “yerel sosyal çerçeveye verilen zararı” ve Lampedusa gibi yerlerde kıyılarına çıkan insan sayısının artmasıyla yükselen gerilimi hatırlattı.
İtalya İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi şunları söyledi: “En başından beri buna karşı olduğumu söylemek istemiyorum, ancak öncelikle bazı hususların düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum.
2015’te birliğe giren insan sayısındaki keskin artışın “yükünü çektiğini” söyleyen Yunanistan, üye devletlerin çoğunluğu gibi önerileri destekleyeceğine dair erken bir işaret verdi.
Daha fazla taviz arayanlar arasında “insanların hayatını kurtardığımız için cezalandırılmamızın adil olmadığını” söyleyen Malta ve “insan kaçakçılığının kanlı işini” durdurmak için ateşli bir savunma yapan Avusturya da vardı.
Avusturya geçen yıl 112,000 sığınmacıya ev sahipliği yaptığını, bunun geçmiş rakamlara göre “dramatik” bir artış olduğunu ve 2,500 kişinin “insan tacirlerinin elinde ya boğulduğunu ya da öldüğünü” söyledi.
Türkiye’de durum nasıl?
Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü’ne göre Türkiye’deki göçmen sayısı günümüzde 3.9 milyon. Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle imzaladığı Geri Kabul Anlaşması’na göre Türkiye’den AB’ye kaçak yollarla gitmiş göçmenlerin Türkiye üzerinden ülkelerine geri gönderilmesinde anlaşılmıştı. Meselenin Türkiye ayağında fiili durumun nasıl işlediği ise tartışma konusu.