“`html
T24 Dış Haberler
Uluslararası Af Örgütü’nden elde edilen veriler, İsrail’in Gazze’de askeri yardım dağıtımına başlamasından bu yana geçen yaklaşık bir buçuk ay süresince, soykırımın bir aracı olarak açlığı artırma çabalarının sürdüğünü göstermektedir.
Af Örgütü’ne bilgi veren sağlık profesyonelleri, şiddetli beslenme bozuklukları ve kas kayıplarının “korkunç” bir biçimde arttığını ifade ederken, bir hekim, bunun çocuklar üzerinde psikolojik etkilerinin de derin olabileceğini belirtiyor:
“Beslenme bozukluğu nedeniyle saçları neredeyse tamamen dökülen bir küçük kız çocuğu, sürekli olarak bana; ‘Doktor, saçım yeniden uzayacak mı? Hâlâ güzel miyim?’ diye soruyordu. Bu çocuklar iyileşseler dahi yaşadıkları travmalar her zaman onlarla kalacak.”
Uluslararası Af Örgütü, Mayıs-Haziran döneminde Gazze şehir merkezindeki ve Han Yunus’taki üç hastanede, yerinden edilen 17 kişi ve dört sağlık çalışanıyla görüştü. Bu görüşmeler, Gazze için çok ciddi bir açlık sorununun yaşandığını ve hızlı bir çaresizlik ortamını ortaya koydu.
İsrail’in Gazze’deki yaşam koşullarını daha da zorlaştırarak insanların ölümcül hastalık ve açlıkla mücadele etmesine zemin hazırladığına dikkat çeken Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, konuyla ilgili olarak şunları belirtti:
“İsrail, Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) aracılığıyla başlatılan askeri yardım operasyonundan sonra, yüzlerce Filistinlinin, yardım dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışırken hayatını kaybetmesine neden oldu. Her gün, çaresiz halkın yardım almak isterken yaşadığı bu büyük kayıplar, İsrail güçlerinin kasıtlı hedef seçiminin bir sonucudur.”
İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nın Gazze’ye yardımların kesintisiz akışını sağlaması yönünde aldığı bağlayıcı kararları göz ardı etmektedir. Uluslararası toplum soykırımı durdurma noktasında etkisiz kalırken, İsrail’e, Filistinlilerin yaşamına son vermek için yeni yollar geliştirmesine izin vermiştir. Devletler, mevcut eylemsizliklerini sonlandırmalı ve yasal yükümlülüklerine riayet etmelidir. Ayrıca, İsrail’in gerçekleştirdiği bu korkunç ablukayı derhal kaldırarak Gazze’deki soykırıma son verilmesi için gereken tüm baskıyı uygulamalıdır.”
18,741 çocuk akut yetersiz beslenme nedeniyle tedavi görmekte
Ekim 2023’ten bu yana, en az 66 çocuk, yetersiz beslenme nedenli hastalıklardan dolayı yaşamını yitirmiştir. Bu sayı, yetersiz beslenmenin kötüleştirdiği önlenebilir hastalıklardan etkilenerek ölen yüzlerce çocuğu içermez.
Dört aylık bir bebek olan Jinan İskafi, 3 Mayıs 2025’te şiddetli yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti. Bu duruma ilişkin yapılan adli muayene raporlarında, Jinan’ın ağır sıvı kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlar nedeniyle hastaneye kaldırıldığı belirtilmiştir. Jinan’a, ağır bir protein-enerji eksikliği türü olan Marasmus teşhisi konulmuş ve tedavisinin zorluğu, abluka nedeniyle ihtiyaç duyduğu özel mamaların temin edilememesi ile daha da artmıştır.
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) verilerine göre, 15 Haziran itibariyle, yılın başından bu yana 18,741 çocuk akut yetersiz beslenme tedavisi için hastaneye gitmiştir. Ancak, yetersiz beslenen çocukların çoğu, tahliye emirleri, ağır bombardıman ve askeri operasyonlar nedeniyle hastanelere ulaşamamaktadır.
Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Gazze’de 2024 yılı itibarıyla beş yaş altı ölüm oranları, her bin doğumda 32,7 olarak kaydedilmiştir. Bu oran, 2022’de yalnızca 13,6 idi. Anne ölümleri ise 2022’de 100 bin doğumda 19 iken, 2024’te bu rakam iki katından fazla artarak 43’e ulaşmıştır.
“Doktor, saçlarım yeniden uzayacak mı? Hâlâ güzel miyim?”
Görüşülen ailelerin yaşadığı trajedi daha da derinleşiyor. Gazze’deki Patient’s Friends Benevolent Society hastanesinde beslenme uzmanı olan Susan Maarouf, sürekli taranan 200-250 çocuktan yaklaşık %15’inin şiddetli ya da orta düzeyde yetersiz beslenme belirtileri gösterdiğini aktararak, durumu şu sözlerle özetledi: “İdeal bir ortamda ebeveynlere çocuklarına protein açısından zengin yiyecekler vermeleri konusunda önerilerde bulunurdum. Ancak burada önerilerimiz, yerinden edilmiş ailelerin yaşadığı bu zorluklar göz önüne alındığında sadece yaraları daha da derinleştiriyor…”
“Altı yaşında bir kız çocuğunu beslenme bozukluğu nedeniyle tedavi ettik; kilo aldı ve iyileşti. Ne yazık ki hastalığı tekrar nüksetti ve yeniden tedaviye almak zorunda kaldık. Ailesi, çoğu aile gibi yerinden edilmiş durumda; bir çadırda yaşıyorlar ve sadece aşevinden aldıkları besinlerle besleniyorlar. Bu bir kısır döngü; yardımlar gelmediği için hastane olarak sadece yarayı sarabiliyor, fakat sonunda sonuç değişmiyor.”
Bir doktor sözlerine şöyle devam etti: “Gazze’de süt krizi var. Yeni anneler yetersiz beslenme ya da psikolojik travmaları nedeniyle emzirme konusunda zorluk çekiyor. Mama bulmak başlı başına bir mücadele ve alerjisi olan bir çocuğun özel maması neredeyse hiç bulunmuyor; bu durumda yaşam mücadelesi sürdürmek imkansız hale geliyor.”
Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta bulunan Nasır Hastanesi’nde çalışan Dr. Vefa Ebu Nimer, son bir yıl içinde “eşine az rastlanır” beslenme bozukluğu vakalarına yakından tanıklık ettiğini belirtirken, şunları ekledi: “Bir kız çocuğu beslenme bozukluğu nedeniyle saçlarının neredeyse tümü dökülmüş olarak bana geldi ve ‘Doktor, saçlarım yeniden uzayacak mı?’ diye sordu. Çocuklar tamamen iyileşseler bile, yaşadıkları izler kalıcı oluyor. Yetersiz beslenmenin uzun vadeli etkileri olduğu gibi, savaşın ruhsal etkileri de göz ardı edilemez.”
Dr. Ebu Nimer, sağlık çalışanlarının yaşadığı tükenmişliğin de altını çizerek, “Doktorlar olarak biz de yetersiz besleniyoruz. Çoğu zaman yerimizden edilmiş durumdayız ve çadırlarda yaşıyoruz. Buna rağmen, sağlık hizmeti sağlamaya, gıda takviyeleri ve destek sunmaya çalışıyoruz. Ancak taburcu ettikten sonra yapabileceklerimiz oldukça kısıtlı.”
İnsani yardım silahlandırılıyor
İsrail yetkililerinin, işgal altındaki Gazze’ye insani yardım ve ticaret ürünlerinin girişini yasadışı bir abluka ile engellemeye devam ettiği bildirilmektedir. Yüzlerce yardım kamyonu, Gazze dışındaki alanlarda mahsur kalmış durumda ve giriş izni beklemektedir.
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, 16 Haziran itibarıyla BM ve uluslararası yardım kuruluşları adına, çoğunluğu gıda malzemesi taşıyan 852 kamyonun Mısır’ın El Ariş kentinde beklediğini ve henüz İsrail’den Gazze’ye giriş izni alamadıklarını bildirdi.
İsrail’in Gazze’ye izin verdiği yardımın miktarı oldukça sınırlıdır ve ihtiyaç sahiplerine ulaşan miktar ihmal edilebilir düzeydedir. Bu yardımlar, ya GHF’nin askeri sistemi üzerinden ya da yardıma muhtaç siviller ve zaman zaman silahlı gruplar tarafından ele geçirilmektedir.
26 Haziran 2025’te, Dünya Gıda Programı ve yerel kuruluşlara, Gazze şehir merkezinde un dağıtımı yapmaları için ilk defa izin verilmiştir. Binlerce kişinin toplandığı bu dağıtımda herhangi bir olumsuz durum yaşanmamıştır. Ancak, bu durum aynı zamanda, İsrail’in yürüttüğü askeri sistemin neden olduğu sorunları gözler önüne sermiştir.
Uluslararası Af Örgütü’nün elde ettiği tanıklıklar, GHF’nin başka bir yandan İsrail’in soykırımına hizmet ederken, diğer yandan da uluslararası toplumu rahatlatmak amacıyla hayata geçirildiğini ortaya koymaktadır.
“`