Toplum içinde nadir görülse de bilinen bir sorun olan disleksi, kişilerde iyi hızda, kolay, pratik ve hatasız okuma konusunda çekilen özel bir problem olarak tanımlanıyor. Öğrenme güçlüğü olarak da adlandırılan disleksi sanılanın aksine zekayla alakalı bir problem değil hatta bu sorunla mücadele eden çocukların akıllı ve çalışkan bireyler oldukları da biliniyor. Bir metni okurken sözcüklerin şifresini çözme konusunda yaşanan problem olan disleksi çoğunlukla çocukluk çağında fark ediliyor. Uzmanlar, disleksinin tedavisinde neler yapılması gerektiği konusunda özellikle erken teşhisin önemine dikkat çekiyor.
ANNE KARNINDA BAŞLIYOR
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, okuma güçlüğü manasında kullanılan disleksinin, yazma güçlüğü manasında kullanılan disgrafi ve matematik güçlüğü olan diskalkuli ile birlikte nörogelişimsel bir rahatsızlık olan özgül öğrenme güçlükleri altında yer aldığını dile getirdi.
Bütün nörogelişimsel rahatsızlıklarda olduğu gibi özgül öğrenme güçlüklerinin de anne karnında beyin gelişimi sürecinde oluşan yapısal ve fonksiyonel farklılıklardan ortaya çıktığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kilit, disleksinin de poligenik yani birden fazla genin yol açtığı sebeplerden ortaya çıktığını vurguladı.
Disleksinin görülme sıklığına göre en sık görülen özgül öğrenme güçlüğü tipi olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, “Dislekside okuma, heceleyerek okuma, okumanın çok yavaş olması, okuduğunu anlamada problem, okurken hece atlama veya hece ekleme, yanlış okuma veya bazı harfleri okuyamama şeklinde kendini gösterebilir” diye konuştu.
ÖMÜR BOYU SÜRÜYOR
Dislekside ortalama düzeyde zeka seviyesine sahip olduğu halde sözcükleri doğru okuyamama, okuduğunu anlayabilmede güçlük çekme, okuma hızı ve akıcılığında zorlanmalar yaşandığını da anlatan Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, bu güçlüklerin öğrencinin okul başarısını ve tüm akademik alanlardaki performansını olumsuz yönde etkilediğini belirtti.
Disleksinin bütün nörogelişimsel hastalıklarda olduğu gibi ömür boyu sürdüğünü kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kilit, yetişkinlerde görülme oranının yüzde 4 olarak tahmin edildiğini de vurguladı.
“Çocuklarda ilkokul çağından önce sağını solunu karıştırma, merdiven çıkmakta zorlanma, ayakkabı bağlamada problem, düğme iliklemede problemler görülebiliyor. Ayrıca sosyal hayatta arkadaş ilişkilerinde problemler, aşırı alınganlık, aşırı tepki verme gibi durumlarda yaşanabiliyor. Disleksinin genel anlamda tedavisi özel eğitimdir, o yüzden de dislekside erken teşhis çok önemli.” Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit
HANGİ ZORLUKLARI YAŞIYORLAR?
Peki disleksi ne gibi zorluklara sebep olabilir? Dr. Öğr. Üyesi Neriman Kilit, dislekside akademik alanda yaşanan ve fark edilebilecek zorlukları şöyle sıraladı:
– Zeka düzeyi normal veya normalin üstünde olmasına rağmen okumayı öğrenmede güçlük belirgindir. Ses harf ilişkisi kurmakta zorlanır, özellikle b-d ile p-g harflerini karıştırır.
– Okurken harf veya sözcük atlama, harf veya sözcük ekleme olabilir.
– Yazı yazması yavaştır, belli bir düzende yazmakta zorluk çeker. Tahtada yazılan yazıyı defterine kopya etmekte güçlük çeker. Ayna görüntüsü yazısı vardır, harfleri ve rakamları ters yazar.
– Eksik harf, hece veya fazla harf, hece yazabilir, kelimeler arasında boşluk bırakmaz.
– Matematik sembolleri öğrenmekte zorluk yaşar, bu sembolleri karıştırabilir (+, x).
– Paraları tanımada, saati öğrenmede, çarpım tablosunu ezberlemekte zorlanır.
– Günleri, ayları, mevsimleri sıralamakta sorun yaşar.
– Organizasyon yapabilme, dikkat ve oryantasyon alanında da sorunlar belirgindir. Çok konuşma, dikkat eksikliği, konsantre olmada güçlük, aşırı hareketlilik gözlenir.
– Zamanı ayarlamada güçlük çeker, nerden başlayacağını bilemez, sorumluluklarını yerine getirmekten kaçar. Verilen ödevleri planlama ve düzenlemede güçlük yaşar.
– Yer, yön tayini yapmakta zorlanır, sağ-sol, üst, alt, ön- arka kavramlarını karıştırır.
– Özellikle ders çalışmaya karşı isteksizdir, yakınlarından yardım ister, sık sık ara verir, odaklanma problemleri belirgindir.
– Akranları ile ilişkilerinde güçlükler olabilir. Akranları tarafından eleştiri veya uyarı aldıklarında dikkate almaz veya aşırı tepki gösterir.
– Sonunu düşünmeden hareket edebilirler, daha çocuksu davranabilir.
– Jest, mimik, sözel olmayan iletişim becerilerini anlayabilmek ve kullanabilmek ile ilgili güçlük yaşar.
– Sosyal iletişim alanında yaşanan bu zorluklar yanında akademik alandaki sorunların da varlığı yoğun özgüven sorunun yaşanmasına neden olabilir.